1 Ocak 2016 Cuma

TEVAZU VE EDEPLE DURAN BU HEYBETLİ ŞAHIS KİMDİR?

Iraklı Seyyid Mahmud isimli bir zat anlatıyor:
Rüyamda Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem’i güzel bir mekanda görmüştüm. Yanında ise heybet ve saygı uyandıran bir zat vardı.

Resul-i Ekrem Efendimiz’e dedim ki:

-”Tevazu ve edeple duran bu heybetli şahıs kimdir? Ben sizin sohbetinizle şereflenemedim; zamanınıza ulaşmanın ve sizinle buluşmanın bereketine eremedim, bu saadeti kaçırdım. Ben şimdi ne yapayım ya Rasulallah?”

Allah Rasulü aleyhissalatü vesselam bana dedi ki:

-”Bereketime ve beni görmenin faziletine ermek istersen Bahaüddin’e uyman gerekir.” (Muhammed Bahaüddin Şah-ı Nakşibend k.s.)

Bunu derken yanındaki muhterem zatı gösterdi. Bu şeyhi daha önce görmüş değildim. Uyandığım zaman onun ismini ve hatırladığım eşkalini bir kitabın arkasına yazdım.

Uzun bir müddet sonra, bir gün bir manifaturacı dükkanında oturuyordum. Üstünde nur ve heybet bulunan bir adam geldi ve oturdu. Yüzünü görünce rüyadaki o simayı hatırladım. Bende büyük bir hal hasıl oldu. Kendime gelince evimi şereflendirmesi isteğimi sundum. Kabul etti. Kalkıp o önümde ben arkasında yürüdük. Dönüp bakmadan evime kadar gitti. Bu durum onda gördüğüm ilk keramet olmuştu. Çünkü daha önce asla evimi görmüş değildi. Eve girince de bana mahsus olan ve içinde kütüphanem bulunan odaya geçti. Sonra şerefli elini uzatarak aralarından bir kitap çıkardı ve onu bana verdi.

- Bunun arkasına yazdığın nedir? dedi.

Bir de baktım ki, arkasına rüya ve tarihini yazdığım kitabın ta kendisi! Bunun üzerinden yedi sene geçmişti. Onun bu duruma vakıf olmasından dolayı bende evvelkinden daha büyük bir hal (cezbe hali) meydana geldi. İçinde bulunduğum halden sıyrıldığım zaman bana şefkat gösterdi, kendi cemaatinden olmamı kabul etti, beni kapısında hizmet saadetiyle şereflendirdi.

Câmiu Kerâmâti’l-Evliyâ, 1/249.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder